8 Ekim 2016 Cumartesi





ŞOFAR SESLERİNE KARIŞAN 
BOMBA SESLERİ





Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım.
2015 Ağustosunda birbirlerini tamamlar nitelikte 2 yazı yazmıştım:
“48nci can simidi” ve “İsrail kendisinin olanı aldı-Noa Operasyonu.”
Bu konularda şimdi daha çok bilgim var. Sizlerle paylaşmak istedim ve olması gerektiği gibi iki yazıyı birleştirerek tekrar sizlere sunmaya karar verdim. İnanması güç olan bu olaylar dizisi, filmlere taş çıkaracak niteliktedir.
6 Ekim 1973. İsrail. Saat 12.05. Yahudi âlemi en kutsal bayramı olan Yom Kippur (kefaret günü) dolaysısıyla sinagoglarda dua etmekte. Birden bomba sesleri dua seslerine karışmaya başlar. 4ncü İsrail-Arap savaşı başlamıştır.
Önce Araplar’ın başarılı oldukları gibi gözüken savaş 2-3 gün içerisinde değişir. İsrail kendine gelir, Araplar da kendilerine dönerler. Tarihçiler sonradan, savaşı kesinlikle İsrail Deniz Kuvvetlerinin kazandığını yazarlar. Bu savaş onların sayesinde kazanılmıştır. Şimdi size o tarihte füze botları filotillasının komutanı, omuzunda üç yıldız taşıyan amiral Shabtai Levi’nin ağzından bu inanılmaz günlerin hikâyesini yazmaya çalışacağım.
Bölüm 1– Eliat Destroyeri
6 günlük 1967 Arap İsrail savaşı biteli birkaç ay olmuştu. İsrail’in en büyük savaş gemisi Eliat rutin devriye görevindedir. Eliat 1710 tonluk deplasmana sahip 80 metre uzunluğunda bir destroyer (muhrip) idi. Savaşta Mısır’a kök söktürmüştü. Bir Mısır destroyerini teslime zorlamış, iki torpido botunu da denizin dibine yollamıştı. O tarihte Akdeniz’de Eliat’a dayılanabilecek bir Arap gemisi yoktu.
Eliat, Mısır kıyılarına 17 mil mesafede ilerlemekteydi. Eliat’ın radarları denizde yüzen hiçbir gemi görmüyordu. Limandaki botlardan bir tanesi bulunduğu yerden Eliat ile radar teması kurdu. Bir ışık huzmesi parladı. Eliat ilk anda füzeyi yıldırım zannetti. Peşinden durumu anladılar.  Ama geç kalmışlardı. Füze saat tam 17.32 de Eliat’ı su seviyesinin biraz üstünden vurdu. Peşinden ikinci bir füze daha isabet etti. Eliat bir anda can pazarına döndü. Gemilerini kurtarmak isteyen genç denizciler kendilerini ateşlere atıyorlardı. İki füze daha geldi. Koca destroyer yan yattı ve 2 dakika içerisinde battı.
Yardım bütün hızıyla geliyordu. Ne yazık ki 48 denizci kayıptı. 47 sini buldular. Ölmüşlerdi. 48 nci denizci inatla hayata tutunur.  Mazot kaplı denizde 8 saat yüzdükten sonra kurtarılır. Onun anısına 48nci can simidi isimli bir kitap yazıldı.

Dünyada ilk defa 67 tonluk bir bot, kendisinden kat kat daha büyük bir destroyeri batırıyordu. İsrail, Araplar’la değil, Ruslar’la savaşıyordu. Bu yeni bir dünya idi. İsrail matemde idi.  Taa ki 1973 Yom Kippur savaşında, Eliat’ın intikamı alınana kadar.
Bölüm 2- Saar III  botları
Eliat’ın batışına kadar İsrail donanması 2nci dünya savaşından kalma gemilerden oluşuyordu. Fakat bu son felaket artık ağır destroyerlerin, kruvazörlerin devrinin kapandığını göstermekteydi. Gelecek, manevra kabiliyeti yüksek küçük fakat hızlı füze botlarda idi.
İsrail bütün gücü ile ileri teknoloji ile donatılmış füze botlarını planlamaya başladı.
Bir yandan botlar planlanırken diğer yandan İsrail, kendi füzesini yaratmaya çalışmaktaydı. Projeye Gabriel ismi verildi. İsrail füzelerinin ismi Gabriel olacaktı. Ancak savunma içinde planlar yapılmalıydı. MOSSAD’ın yardımıyla Rus füzelerinin kabiliyetleri öğrenildi. Ona göre savunma teknikleri geliştirilmeye başlandı. Chaff savunma füzelerinin yapımına başlandı. Böylece Saar-III füze botları, zamanının en yüksek teknolojisi ile doğdu.  Ama doğum hiç de kolay olmadı.
Planlar üzerinde çok uğraşıldı. İsrail Devleti elindeki tüm teknik ve maddi imkânı seferber etmekteydi.  Sonunda ortaya mükemmel bir proje çıkmıştı. Botlar Almanya’ya sipariş edildi.
Ancak Araplar’ın projeden haberi olmuştu. Almanya’ya siparişi iptal etmeleri konusunda baskı yapmaya başladılar. Baskılara dayanamayan Almanya, siparişi iptal etti.
İsrail o dönemde Fransa ile ilişkilerde altın çağını yaşıyordu. Yeni bir yol bulundu. Botların yapım planlarını ve motorlarını Almanya yapacak, fakat uygulama İsrail’in denetiminde Fransa’nın Cherbourg tersanelerinde yapılacaktı.
Plan hızla uygulanmaya başlandı. 12 bot yapılacaktı. 1968 yılında ilk kaynak yapıldı. Yıl sonunda 5 bot hazır oldu ve İsrail’e teslim edildi.


Bölüm 3- Beyrut
26 Aralık 1968 de çok kötü bir şey oldu. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı iki Arap terörist bir El-Al uçağına saldırı düzenledi. İsrail karşılık olarak Beyrut’ta 10 Arap uçağını havaya uçurdu.
Birçok ülke İsrail’i kınadı. İsrail ise kimseyi takmıyordu. Fakat başka bir gelişme İsrail’i zorda bırakacaktı. Zaten Arap Liginin baskısı altında bulunan Fransa’nın De Gaulle hükümeti,  İsrail’e ambargo ilan etti. İsrail’in en büyük silah tedarikçisi ile arası açılmış oldu.   Parası ödenmiş 7 botumuz hala Cherbourg’da idi.
Son anda bir başka gelişme 2 botun kurtarılmasını sağladı. MOSSAD ambargonun gelmekte olduğunu önceden bildirdi. 6 numaralı bot hazırdı. 7 numaralı ise neredeyse tamamlanmak üzere idi. İsrail, botlara “olduğunuz gibi hareket edin” emri verdi. Ambargodan kurtarılmak istenen botlar o kadar hızlı hareket ettiler ki komutan Amiral Shabtai Levi botları ancak Cebelitarık boğazında yakalayabildi. 6 ve 7 numaralı botlar da İsrail’e varmış oldu. Ancak bedeli ödenmiş 5 botumuz hala Cherborg’da idi.
Bölüm 4 – Cherbourg
De Gaulle hükümeti satış sözleşmesini iptal etmişti. Seçimlerde De Gaulle kaybetti. Pompidou yeni cumhurbaşkanı oldu. Fakat ambargoda bir değişiklik olmadı. Botlarımızı vermiyorlardı.
Bu arada botların inşaatı devam etmekteydi. İşsizlik sorunu ile uğraşan Fransa inşaatı durdurmayı göze alamamıştı.
Aylar geçti. Botların inşaatı neredeyse bitmek üzere idi. Yeni bir gelişme oldu. Martin Siemm adında birisi, Norveç  adına botlara talip oldu. Uzun pazarlıklar neticesinde anlaşma sağlandı. Fransa bizim botlarımızı Norveç firmasına satmaya karar verdi.
Esasında Martin Siemm gizli olarak İsrail hesabına çalışıyordu. Tüm ekibi MOSSAD ajanları idi. Bizim olanı almak için oradaydılar. İsrail inanılması güç cüretkâr bir plan yapmıştı. Botları kaçıracaklardı.
24 Aralık 1969 Noel günü kaçış tarihi olarak belirlendi. Operasyona NOA adını vermişlerdi. 80 kadar İsrail’li tecrübeli denizci ayrı ayrı yollardan Cherbourg’a vardılar. Bir otelde bir geceden fazla kalmıyorlardı. Gemilerin yakıt sorununu çözmek için 5 tonluk küçük bir tanker edinmişlerdi. Bir de özel pompaları vardı. Her gün küçük miktarda yakıt alıp geceleri botlara dolduruyorlardı. Dikkatleri çekmemek için marketlerden ufak ufak alışverişler yapılıyordu.





24 Aralık gecesi müthiş bir fırtına ortalığı birbirine katmaya başladı. Hareketi 2 saat ertelediler. Daha fena oldu. Tekrar ertelediler. Nihayet fırtınanın yavaşlamakta olduğu haberi geldi. Halatlar çözüldü. Kaçıyorlardı. Botlar İsrail’e ALİAH yapmak üzere yola çıktılar.  
Ertesi gün tesadüfen bir BBC muhabiri botlarla alakalı bir haber yapmak üzere Cherbourg’a geldi. Fakat hayret, botlar yerlerinde yoktu. Merkezi ile temasa geçti. Haber yayınlandı. Botlar neredeydi? Fransa hükümeti botların kaçtığını 12 saat sonra BBC’den öğrenmiş oldu. Kaçakları ilk gören Cebelitarık boğazındaki İngiliz kontrol noktası oldu. İngilizler yeşil ışık yaktı. “Bizim için sorun yok” demek istiyorlardı. Derken bir Lloyd helikopteri botların üzerinde uçmaya başladı. “Kendinizi tanıtın” diye soruyorlardı. Botlarda isim, bayrak vs. yoktu. Çağrılara cevap vermiyorlardı. Fakat telsiz mesajlarından botlardakilerin  İbranice konuştukları tespit edilmişti. Olay tamamen açığa çıkmıştı.


Ambargocu Fransa hükümeti gülünç duruma düşmüştü. Savunma bakanı “batıralım” dedi. Başbakan ve Cumhurbaşkanı kesinlikle karşı çıktı. Malta açıklarında kaçakların kardeşi olan 4 bot, amiral Shaptai Levi’nin komutasında onları beklemekteydi. Kısa bir süre sonra kanatlarında Davud’un yıldızı olan İsrail savaş uçakları da eskort etmeye başladı. Hareketten 8 gün sonra planlandığı gibi botlar Hayfa limanına, ait oldukları yere geldiler. İsrail bayram yapıyordu. NOA operasyonu tamamlanmıştı.
Bütün dünya hayretler içerisindeydi. İsrail 10 binlerce kilometre uzakta, Fransa’dan 5 gemiyi kaçırmıştı. İsrail yine başarmıştı.
Bölüm 5-Tarihin ilk füze deniz savaşı - Latakia
6 Ekim 1973 bütün İsrail Kippur dolayısıyla sinagoglarda iken Mısır ve Suriye bütün güçleri ile aniden saldırdılar. Saldırıdan kısa bir müddet evvel Başbakan Golda Meir başkanlığında İsrail Hükümeti toplanmış ve MOSSAD’ın uyarılarına rağmen ekonomik sebeplerden dolayı İsrail, alarma geçmeme kararı almıştı. (Bu karar pek çok kere irdelenmiştir. Ancak neyin ne olduğu hiçbir zaman tam olarak açıklanmadı ve bence açıklanmayacak)
Efsane komutan 39 yaşındaki Gabriel Barka Deniz kuvvetlerinde izinleri kaldırmış savaş alarmı durumuna geçmişti. Gafil avlanmaya niyetleri yoktu.
O gece amiral Shaptai Levi, 5 füze botla Suriye’nin Latakia (Lazkiye) limanına saldırıya geçer. Gece karanlığında sıfır ışık ve tam yolla hedeflerine kitlenirler. Hedefleri Suriye donanmasını vurmak ve kıyıdaki petrol tesislerini kullanılamaz hale getirmektir.
Suriye böyle bir saldırıyı beklemiyordu. Limanlarını korumak için bir torpido bot ile bir mayın avlama gemisi bırakmışlardı. İsrail füze botları daha ilk temasta top ateşi ile torpido botu denizin dibine gönderdiler. Peşinden tam isabet alan mayın avlama gemisi de birkaç dakikada battı. Karşılık olarak Suriyeliler 3 adet füze botu savaşa soktu. Böylece dünyada ilk defa deniz üstünde yüzeyden yüzeye atılan füzelerle bir deniz savaşı başlamış oldu.
Suriye botları her bakımdan avantajlı idi. İsrail botlarını radarlarında görüyorlar ve füzelerini dakikalarca önce ateşleyebiliyorlardı. Çünkü Suriye füzelerinin menzili 60 km. idi. İsrail Gabriel füzelerinin ise 45 km. menzili vardı. Nitekim İsrail botları menzile girer girmez Suriyeliler füzelerini ateşlediler.
Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım…
Savaşın gidişatına bir dakika ara verip sizleri o ana götürmek istiyorum. Lütfen gözünüzün önüne getirin. İsrail botları bütün ışıkları kapalı karanlık bir gecede, dost olmayan sularda dalgalarda bata çıka tam yol düşmanın üzerine doğru gitmekte. 20 bilemedin 25 yaşında çocuklar o anda füze botun karanlık kumanda odasında elleri klavyelerde, tetikteler. Suriyeliler füzelerini ateşlemişler. Füzeler üzerlerine gelmekte. Bunu radarlarında görüyorlar. Komutanlar tam zamanında karşı füzeleri ateşleme emri veriyor. Küçük eller düğmelere basıyorlar. Karşı füzeler ateşleniyor. İyi de bugüne kadar hiç denenmemiş. Acaba işe yarayacak mı? Parazit yapıcılar devreye sokuluyor. İsrail teknolojisi iş başında… Acaba bu tedbirler füzeleri durdurabilecek mi? Yoksa birkaç dakika içinde yanacaklar mı? Sonları Eliat gibi mi olacak? Dua edenler, “Allah’ım sana sığınıyorum” diyenler. Hayat ile yaşam arasında geçen saniyeler… Evde bekleyen anneler, babalar, çocuklar, kardeşler, sevgililer… Allah’ım ne zor bir andır? Ben yazmaya dayanamıyorum, ya yaşayanlar?
Suriye füzelerinin aklıları karışır. Iskalarlar. Menzile girer girmez İsrail botları Gabriel’leri ateşler. Tam isabet… BOOOMMMM ! Suriye botlarının üçü de vurulur. İkisi hemen batar. Üçüncü kaçarken kayalara bindirir. Top ateşi ile o da denizin dibini boylar.
Botlar süratle Hayfa’ya doğru yola çıkar. Barkai daha sonradan Amiral Shaptai Levi’ye “sen Hayfa Limanını korumayacak mıydın, ne işin vardı Latakia’da” diye sorduğunda amiral “iyi ya işte, korudum, ne istiyorsun?” diye cevap verecektir.
Bölüm 6- Eliat’ın intikamı
Eliat unutulmamıştı. Hayfa’ya dönen botlara son derece hızlı bir vaziyette ikmal yapılır. Botlar bu kez Mısır donanma üssü Port- Said’e doğru yola çıkarlar. Eliat’ın intikamına gidiyorlardı.
7 Ekim 1973 sabahı Port Said önlerinde, yollarını 4 Mısır füze botu keser. Mısır’lılar menzile girer girmez füzelerini ateşlerler. Hiç biri isabet kaydedemez. İsrail botları yeterince yaklaştıklarında Gabriel’leri ateşlerler… BOOOOMMMM ! Tam isabet. Dört Mısır botu da vurulmuştur. Üçü batar. Biri yaralı vaziyette kaçmaya başlar. Barkai “geri dönün” emri verir. Eliat’ın intikamı alınmıştı. Bu savaş tarihe Baltim deniz savaşı olarak geçer.
1973 Yom Kippur savaşı sırasında İsrail deniz Kuvveleri 14 Arap gemisini batırmıştır. Araplar İsrail gemilerine 50 füze atmış fakat hiç isabet kaydedememişlerdir. İsrail asker ve donanım olarak sıfır kayıp vermiştir. (Esasında hiçbir yerde yazılı olmamakla birlikte özel bir görev için kıyıya çıkan üç İsrail komandosu ne yazık ki geriye gelememişlerdir. Onu da bir gün yazarım inşallah)
Yom Kippur savaşının ilk günlerinde İsrail’in her türlü cephane ve mühimmata acil ihtiyacı vardı. Ancak savaş yüzünden havadan ikmal yapılamıyordu. Doğu Akdeniz’in tamamen İsrail kontrolünde olması bu hayati ikmalin denizden yapılabilmesini sağlamıştır. Bu savaşın kaderini değiştirmiştir.
Bu hafta da bu kadar sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım…
Sevgiyle kalın, hoşça kalın…
Aaron Baruch  (Ankaralı)
Kaynakça : Vikipedia ansiklopedisi
                    Sn. Selim Atalay  - Kahverengi Sular
                    Milliyet gazetesi arşivleri
                     Jerusalem Post arşivleri
Özel Teşekkür; Amiral Shaptai Levi’ye özellikle teşekkür ederim. Kendisi bugün 83 yaşındadır.  Bir akademide öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Mükemmel hafızasına hayran olduğum amiral, bütün bu hikâyeyi bana kendisi bizzat anlatmıştır.

Ayrıca füze subayı oğlu Saar Levi’ye de teşekkürlerimi sunuyorum. 3 numaralı füze bot onun adını taşımaktadır. 

2 yorum: